Vergi Dairesi Tarafından Gönderilen Yazılar Üzerine Hem Beyanda Bulunulup Hem De Dava Açılabilir Mi? (Yargı Kararlarıyla)
Vergi daireleri tarafından son yıllarda giderek yaygınlaşan bir uygulama dikkat çekmektedir. Hakkında olumsuz rapor ya da tespit bulunan firmalardan yapılan alımlara ait faturaları kullanan mükelleflere, bu faturaları düzeltme beyannamesiyle beyan dışı bırakmaları, aksi takdirde yaptırımla karşılaşacakları yönünde “müeyyideli” yazılar gönderilmektedir. Çoğu yazıda, düzeltme beyannamesi verilmemesi hâlinde mükellefin kod listesine (eski adıyla özel esaslara) alınacağı açıkça bildirilmektedir.
Bu tür yazılar, mükellefleri fiilen bir tercihe zorlamaktadır: Beyanlarını düzeltmeleri hâlinde ek vergi aslı ve vergi ziyaı cezası ödemek, reddetmeleri hâlinde ise ağır idari yaptırımlarla karşı karşıya kalmak. Üstelik bu uygulama yalnızca sahte fatura şüphesine özgü olmayıp, farklı gerekçelerle de benzer içerikli yazılar gönderilebilmektedir.
Tam da bu noktada temel bir soru gündeme gelmektedir: Vergi dairesi tarafından gönderilen bu tür müeyyideli yazılar üzerine, mükellef hem düzeltme beyannamesi verip hem de bu beyanına karşı dava açabilir mi?
Vergi Usul Kanunu’nun 378. maddesi, kural olarak mükelleflerin kendi beyan ettikleri matrahlara karşı dava açamayacağını düzenler. Ancak süresi içerisinde verilen beyannamelere konulan ihtirazi kayıtlar bu kuralın dışında tutulmaktadır.
İhtirazi Kayıtla Verilen Düzeltme Beyannamesi Üzerine Dava Açılabilir mi?
Burada tartışılması gereken asıl mesele şudur: Vergi dairesinin gönderdiği “müeyyideli yazılar” nedeniyle, ilgili dönemin geçmesinden sonra verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kayıt uyarınca, bu beyanlar üzerinden tahakkuk eden vergi ve kesilen cezalara karşı dava açılabilir mi?
Cevabı en başta söylemek gerekirse: Son yıllarda verilen vergi yargısı kararları, bu soruya “evet” demektedir. Vergi dairesinin müeyyideli yazısıyla zorlayıcı şekilde verilen ve ihtirazi kayıt konulan düzeltme beyannamelerine karşı dava açılabileceği ve bu davaların esas yönünden incelenmesi gerektiği yönünde güçlü bir içtihat eğilimi oluşmuştur.
Aslında bu konu uzun süredir yargı kararlarına konu olmakla birlikte, özellikle Anayasa Mahkemesi’nin 27/02/2019 tarihli ve Başvuru No:2015/15100 sayılı bireysel başvuruda verdiği ihlâl kararı sonrasında, çoğu vergi mahkemesi ve Danıştay da aynı yönde karar vermeye başlamıştır. Bu kararlar, müeyyideli yazı nedeniyle verilen düzeltme beyannamesinin artık mükellefin serbest iradesini yansıtmadığı ve bu durumda açılan davaların esastan incelenmesi gerektiği görüşünü benimsemektedir.
Bu Konuda Verilmiş Emsal Yargı Kararları
Anayasa Mahkemesi — 27.02.2019, B. No: 2015/15100
Anayasa Mahkemesi, bu kararında ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve kesilen cezalara karşı açılan davaların, vergi mahkemelerince esasa girilmeden reddedilmesini incelemiştir.
Karara konu olayda, başvurucuların mal ve hizmet alımı yaptıkları firmaların sahte fatura düzenlediği yönünde tespitler bulunmuş, bu nedenle vergi idaresi tarafından kendilerine kod listesine alınma tehdidi içeren müeyyideli yazılar gönderilmiştir. Bu baskı altında düzeltme beyannamesi vermek zorunda kalan başvurucular, daha sonra bu beyannameler üzerinden yapılan tarhiyat ve kesilen cezalara karşı dava açmış; ancak davaları vergi mahkemelerince esasa girilmeden reddedilmiştir.
Mahkeme, bu durumda sahte olduğu iddia edilen faturalarda yazılı mal ve hizmetlerin gerçekten alınıp alınmadığı, yapılan işin niteliği ve büyüklüğüyle orantılı olup olmadığı gibi hususların hiç araştırılmadığını, dolayısıyla davaların etkin bir yargısal denetime tabi tutulmadığını belirtmiştir (par. 65).
Sonuç olarak, derece mahkemelerinin 213 sayılı Kanun’un 378. maddesini, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamalarının; başvurucuların müdahalenin hukuka aykırı olduğunu ileri sürme imkânını ortadan kaldırdığını, böylece mülkiyet hakkının korunması ile kamu yararı arasındaki adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğunu ifade etmiştir (par. 66).
Bu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu — 19.01.2022, E:2020/845, K:2022/1
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, bu kararında müeyyideli yazı nedeniyle verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın dava hakkı doğuracağına hükmetmiştir.
Kurul, davalı idare tarafından gönderilen müeyyideli yazı üzerine mükellef tarafından verilen düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulması durumunda, bu beyannameler üzerinden yapılan vergilendirmeye karşı dava açılabileceğini belirtmiştir. Bu değerlendirme, Anayasa Mahkemesi’nin 27.02.2019 tarihli kararında ortaya koyduğu ilkelere uygun bulunmuştur.
Danıştay 3. Dairesi — 28.01.2021, E:2019/3215, K:2021/368
Danıştay 3. Dairesi de benzer şekilde, davacının verdiği düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kaydın dikkate alınmamasını hukuka aykırı bulmuştur.
Kararda, ihtirazi kayıt kabul edilmeden yapılan tahakkuk işlemleriyle birlikte kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizinin, dayandığı sebep unsuru bakımından yargısal denetime tabi tutulması gerektiği, buna rağmen bu husus göz ardı edilerek karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir.
Sonuç ve Değerlendirme
Anayasa Mahkemesi’nin 27.02.2019 tarihli ve B. No: 2015/15100 sayılı kararı sonrasında, Danıştay ve vergi mahkemeleri tarafından verilen birçok kararda, vergi dairesinin müeyyideli yazısı üzerine dönemi geçtikten sonra verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kayıtların dava hakkı doğuracağı kabul edilmiştir.
Bu nedenle, böyle bir yazı nedeniyle düzeltme beyannamesi vermek zorunda kaldığını düşünen mükellefler, beyannamelerine ihtirazi kayıt koyarak dava açabilirler. Bu şekilde açılan davalarda, vergi mahkemeleri artık davayı esastan incelemekte ve mükellefin iddialarını değerlendirerek karar vermektedir.
Dolayısıyla, davada haklı bulunmaları hâlinde, mükelleflerin ödemiş oldukları vergi ve cezalara iade yoluyla kavuşmaları mümkün olabilmektedir. Bu durum, mükelleflerin baskı altında verdikleri beyanlar nedeniyle uğradıkları kayıpları yargı önünde telafi edebilmeleri açısından önemlidir.
İhtirazi kayıt nasıl konulur?
- Beyannamenin ilgili bölümüne, bu beyannamenin ihtirazi kayıtla verildiği, beyan edilen tutarlara ilişkin vergi ve cezaların hukuka aykırı olduğu düşünüldüğünden, dava açma hakkı saklı tutulduğu yazılmalıdır.
- Ayrıca beyanname verildikten sonra, 30 gün içinde vergi mahkemesinde dava açılması (2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m.7)