1. Anasayfa
  2. İmar Barışı

Deniz Kıyısında Kalan Yapı Kayıt Belgeli Yapı


0

Deniz Kıyısında Kalan Yapı Kayıt Belgeli Yapı

Hazine arazisi niteliğindeki deniz kıyısında kalan yapı kayıt belgeli yapı, ”izinsiz yapı” olduğu gerekçesiyle yıkılamaz! Kıyı Kanununa tabi yerlerde alınan yapı kayıt belgeleri geçerlidir.

 T.C.İSTANBUL 4. İDARE MAHKEMESİ

(TÜRK MILLETİ ADINA)

ESAS NO : 2020/594

KARAR NO : 2020/1156

DAVACI : 

VEKİLİ : AV. GÖKHAN BİLGİN

-UETS[16128-21963-73595]

DAVALI : BÜYÜKÇEKMECE BELEDİYE BAŞKANLIĞI

DAVANIN KONUSU :Istanbul Ili, Büyük.ekmece Ilçesi, Kumburgaz Mahallesi, Çeşme Caddesi, Sahil Kordonboyu Sokak, No:2 adresinde bulunan yapının yıkılması, aksi halde 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca belediye tarafından yıkılacağı ve masrafların %20 fazlasıyla tahsil edileceğine iliskin Büyük.ekmece Belediye Baskanlığı Zabıta Müdürlüğünün 06.03.2020 tarihli işleminin iptali istenilmektedir.

ESAS KARAR

I) OLAY VE OLGULAR :

Davacı; Istanbul Ili, Büyük.ekmece Ilçesi, Kumburgaz Mahallesi, Çeşme Caddesi Sahil Kordonboyu Sokak, Cami altı no:2 adresinde bulunan yapının sahibidir.

1.Davalı idare zabıta ekiplerince 06.03.2020 tarihinde yapılan denetimde, söz konusu yapının kamuya ait yeri işgal ettigi ileri sürülerek alınan Büyük.ekmece Belediye Baskanlığı Zabıta Müdürlüğünün 06.03.2020 işleminde; “775 Sayılı Kanunun 18.maddesi kapsamında davacıya ait yapının tahliye edilip Belediye tarafından yıkılacağı ve yıkım masraflarının %20 fazlasıyla davacıdan tahsil edileceği” belirtilmiş ve islem davacıya aynı gün muhtarlık aracılığıyla tebliğ edilmiştir.

2. Bakılan dava, anılan yıkım ve tahliyeye yönelik islemin iptali istemiyle 16.03.2020 tarihinde açılmıştır.

3.

II) DAVACININ IDDIALARI:

Davacı tarafından özetle; Söz konusu yapının yıllar önce yapıldığı ve yıllardır büfe olarak kullanıldığı, anılan yapıya iliskin 3194 Sayılı Kanunun Geçici 16.maddesi kapsamında yapı kayıt belgesi düzenlendiği, söz konusu büfenin Kıyı Kanunu kapsamında kaldığı, 775 Sayılı Kanunun Geçici 18.maddesi uyarınca islem tesis edilemeyeceği, 3621 Sayılı Kanunun 14.maddesi kapsamında ruhsatsız yapılar için 3194 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği, öte yandan yapı hakkında alınan yapı kayıt belgesi uyarınca yapının mevzuat uygun hale geldigi, yıkım ve tahliye edilemeyeceği, islemlerin hukuka aykırı olduğu, iptal edilmesi gerektiği; öne sürülmüştür.

4.

III) SAVUNMANIN ÖZETI :

Davalı idare tarafından; Kıyı Kanunun uygulanabilmesi için söz konusu yapının mülkiyete tabi bir alanda olması gerektiği, oysa söz konusu davacıya ait yapının üzerinde bulunduğu zeminin kamuya ait kumsal alanda kaldığı, dolayısıyla devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan bir alanda kaldığı anlasılan yapı hakkında 3621 Sayılı Kanunun uygulanamayacağı, yapı kayıt belgesi alınmasının davacıya herhangi bir kazanılmış hak saglamadığı, bu yapı kayıt belgesinin doğruluğunu denetleyebilmek için davaya hasım düzelterek Çevre ve Sehircilik Bakanlığının dahil edilmesi gerektiği, emsal bir kararlarında da Istanbul 7.Idare Mahkemesinin E:2020/410 sayılı dosyasında yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği, islemlerin hukuka uygun olduğu; belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

IV) YASAL MEVZUAT :

3621 sayılı Kıyı Kanununun 2. maddesinde; “Bu Kanun, deniz, tabii ve suni göller ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerine ait düzenlemeleri ve bu yerlerden kamu yararına yararlanma imkan ve Şartlarına ait esasları kapsar” hükmüne; 14. maddesinde ise “Bu Kanun kapsamında kalan alanlarda ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.

6.775 Sayılı Gecekondu Kanununun 18.maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, insa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır….” hükmü yer almaktadır.

7. 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde ise; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir sekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

8.

V)INCELEME VE GEREKÇE :

9. Istanbul 4. Idare Mahkemesi’nce isin gereği görüşüldü: Yukarıda yer verilen kanun maddelerinin birlikte degerlendirilmesinden; yapının yapıldığı tarih itibarıyla kisinin mülkiyet, irtifak, kira, tahsis gibi herhangi bir ayni veya şahsi hakka dayanılmaksızın, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılan daimi veya geçici bütün izinsiz yapıların 775 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca karar alınmasına gerek olmaksızın belediye veya Devlet zabıtası tarafından yıktırılacağı, ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan alanlarda yapılan ruhsatsız yapılar hakkında 3194 sayılı imar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.

10. Olayda, davacının mülkiyetinde bulunmayan Devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan deniz kıyısında ruhsatsız olarak yapıldığı anlasılan büfenin yıkılması, aksi halde 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca belediye tarafından yıkılacağı ve masrafların %20 fazlasıyla tahsil edileceğine iliskin 06.03.2020 günlü Büyük.ekmece Belediye Baskanlığı Zabıta Müdürlüğü işleminin tesis edildiği, davalı idarenin savunma dilekçesinden de anlaşıldığı üzere söz konusu davacıya ait büfenin Kıyı alanında bulunduğu ve dolayısıyla 3621 Sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kaldığı, büfeye iliskin 3194 Sayılı Kanunun Geçici 16.maddesi uyarınca 13/06/2019 tarih ve MRYEALZ7 belge nolu yapı kayıt belgesi alındığı, görülmektedir.

11. Bu durumda, yıkıma konu yapı niteliğindeki işgallerin Kıyı Kanunu kapsamında kalan deniz kıyısında yapıldığı anlaşıldığından, davalı idare tarafından anılan Kanunun 14. maddesine istinaden 3194 sayılı imar Kanununa göre islem tesis edilmesi gerekirken, 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu islemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

12. Öte yandan, yukarıda aktarılan düzenlemelere göre, 775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesi uyarınca islem tesis edilebilmesi için yapının tamamının izinsiz olarak belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere veya ü.üncü bir özel veya tüzel kisiye ait arazi veya arsa üzerinde yapılmış olması gerekmektedir. 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesinden faydalanan hazine taşınmazlarında bulunan yapıların ise; yapı kayıt belgesi almakla 775 sayılı yasa kapsamında “izinsiz yapı” olarak addedilmesi mümkün olmadıgından, bu yapılar y.nünden 775 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulama koşullarının bu asamadan sonra kalmayacağı, anlaşıldığından uyuşmazlık konusu islemde bu y.nüyle de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

13.

VI) HÜKÜM :

Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

14. Dava konusu islemin IPTALINE,

Aşağıda d.kümü yapılan 285,20 TL yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00.-TL avukatlık ücretinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine,

15.Davalı idarece yürütmenin durdurulması kararına karsı yapılan itirazda karsılanan ve 148,60 TL YD Itiraz Harcından doğan yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,

16.

17. Kalırsa artan posta ücretinin hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, Kararın tebliginden itibaren 30 gün içerisinde Istanbul Bölge Idare Mahkemesine istinaf yolu

açık olmak üzere, 30/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir